Post Page Advertisement [Top]

 

heath

andinisari2021

Papadimitriou%20et%20al.,%202015

    Son üç gün içinde meydana gelen sismik aktivite, coğrafi olarak ülkemize yakın bir konumda gerçekleşmesi nedeniyle vatandaşlarımız tarafından dikkat çekmekte ve toplumda kaygı yaratmaktadır. Bu depremler, dalma-batma zonu ile ilişkili olarak oluşan ve "volkanik ark" olarak tanımlanan bir bölge içerisinde gerçekleşmiştir. Ege Denizi, yüksek sismik aktiviteye sahip olup, zaman zaman aktif volkanik olayların da gözlendiği bir bölge olarak göze çarpmaktadır. Literatürde yapılan çalışmalar, bu bölgede periyodik olarak küçük ve orta büyüklükte depremlerin meydana geldiğini ortaya koymaktadır.

    Sismik hareketliliğin nedenleri konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı araştırmacılar bu depremlerin volkanik bir patlama ile ilişkili olabileceğini ileri sürerken, diğerleri tamamen tektonik kaynaklı olduklarını savunmaktadır. Bölgenin geçmiş aktivitesine göre, magma malzemesinin yüzeye yakın hareketi sonucunda artan eriyik akışkanlığın, normal fay sistemlerinin harekete geçmesine kaynaklı olabileceği ve bu sürecin, yer kabuğunun doğal dinamiklerinin bir parçası olduğu önerilmektedir. Aktivite ile ilgili kesin bir değerlendirme yapabilmek için ise jeoloji, volkanoloji, jeokimya, hidroloji vb. disiplinlerin birlikte çalışması gerekmektedir.

    Benzer sismik hareketlilikler, özellikle Ege Havzası ve termal aktivitenin yoğun olduğu alanlarda daha önce de gözlemlenmiştir. Birebir aynı yapısal süreçler olmasa da, 2017 Ayvacık (Çanakkale) ve 2014 Termal (Yalova) sismik aktiviteleri, mekanizma açısından bu olaylarla benzer dinamiklere sahip gözükmektedir.

    Son üç gün içinde bölgede, en büyüğü M=5.1 olmak üzere 250'den fazla deprem meydana gelmiştir. Basit bir hesaplamaya göre, bu depremler toplamda M≈5.4 büyüklüğünde bir depremin enerjisine eşdeğer enerji açığa çıkarmıştır. Literatür, bölgede daha büyük depremlerin meydana geldiğini, aktif volkanik aktivitenin de devam ettiğini bize göstermektedir. Özellikle turizm potansiyeli yüksek olan bu stratejik bölgenin multidisipliner yaklaşımla izlenmesi ise önem arz etmektedir.

    Olası bir deprem, volkanik aktivite veya tsunami tehlikesi durumunda, ülkemizin güneybatı sahil kesiminin etkilenmesi ise muhtemel görülmektedir. Geçmiş çalışmalar, Ege Denizi ve Akdeniz bölgesinde özellikle Helen Yayı üzerinde, Rodos civarında meydana gelebilecek büyük bir depremin ülkemizi etkileme potansiyeline sahip olduğuna işaret etmektedir. Sonuç olarak, bölgedeki sismik olayların sadece sismik aktiviteden yola çıkılarak spekülatif yorumlarla değerlendirilmesi yerine, bilimsel temelli ve multidisipliner yaklaşımlarla izlenmesi gerekliliği vurgulanmalıdır.


Kaynaklar

Andinisari, R., Konstantinou, K. I., & Ranjan, P. (2021). Seismicity along the Santorini-Amorgos zone and its relationship with active tectonics and fluid distribution. Physics of the Earth and Planetary Interiors, 312, 106660.


Heath, B. A., Hooft, E. E. E., Toomey, D. R., Papazachos, C. B., Nomikou, P., Paulatto, M., ... & Warner, M. R. (2019). Tectonism and its relation to magmatism around Santorini Volcano from upper crustal P wave velocity. Journal of Geophysical Research: Solid Earth, 124(10), 10610-10629.


Papadimitriou, P., Kapetanidis, V., Karakonstantis, A., Kaviris, G., Voulgaris, N., & Makropoulos, K. (2015). The Santorini Volcanic Complex: A detailed multi-parameter seismological approach with emphasis on the 2011–2012 unrest period. Journal of Geodynamics, 85, 32-57.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bottom Ad [Post Page]

| Designed by Colorlib